Memurun Emekli İkramiyesine İşçi Olarak Çalıştığı Dönemin Katılması

  • Mevzuat Tarihi07.10.2019
  • KurumKamu Denetçiliği Kurumu

Bu Karar, 6 ay 22 gün sözleşmeli olarak çalışan memurun emekli ikramiyesinin hesabında, sözleşmeli olarak çalıştığı dönemin katılmasına ilişkindir.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU

(OMBUDSMANLIK)

SAYI : 2020/5363-S.20.8525

BAŞVURU NO : 2019/17668

KARAR TARİHİ : 03/04/2020

RET KARARI

BAŞVURAN :  

BAŞVURUYA KONU İDARE : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

BAŞVURUNUN KONUSU : Başvuranın işçi olarak çalıştığı dönemin emekli ikramiyesi hesaplamasında dikkate alınması talebi hakkındadır. 

BAŞVURU TARİHİ : 07/10/2019

I.BAŞVURUNUN KONUSU 

1. Başvuran, 1985 yılında Maliye Bakanlığına sözleşmeli olarak giriş yaptığını, 6 ay 22 gün çalıştıktan sonra memur statüsüne geçiş yaptığını, yaş haddinden emekli olduğunda emekli ikramiyesinin hesaplanmasında söz konusu 6 ay 22 günlük hizmetin dikkate alınmadığını ifade etmiş; 6 ay 22 günlük çalışmasının karşılığını emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmasını talep etmiştir. 

II. İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI 

2. Kurumumuz tarafından 19/11/2019 tarih ve … sayılı yazı ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan bilgi ve belge talep edilmiş; Kurum tarafından 04/12/2019 tarih ve … sayılı yazı ile özetle; 

2.1. Başvuranın Ankara Gelir İdaresi Başkanlığında veri hazırlama ve kontrol işletmeni kadrosunda çalışmakta iken 27/06/2019 tarihinde kendi isteği ile emekliye ayrıldığı, 15/07/2019 tarihinden itibaren emekli aylığının ödenmeye başlandığı, 15/02/1985-08/09/1985 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/1-a kapsamında 6 ay 22 gün çalışması bulunduğu,

2.2. Başvuranın emekli ikramiyesine esas hizmetinin 4/1-c kapsamında olan 33 yıl 3 ay 14 gün hizmeti ile 1 yıl 8 aylık askerliğinin toplamı olduğu, toplam 34 yıl 11 ay 14 gün hizmetinin bulunması hasebiyle 34 yıllık hizmetine karşılık olarak emekli ikramiyesinin ödendiği ifade edilmiş; 

2.3. 6 ay 22 günlük 4/1-a kapsamındaki hizmetinin ise 1475 sayılı Kanun kapsamında kıdem tazminatı almaya müstahak bir hizmet olmaması sebebiyle emekli ikramiyesinde dikkate alınmasının yasal olarak mümkün olmadığı ifade edilmiştir.

III. İLGİLİ MEVZUAT 

3. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesi; “…Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri inceler…” hükmü yer almaktadır.

4. 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun “Kurumun görevi” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrası; “Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.” denmektedir.

5. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun

5.1. “İstihdam şekilleri” başlıklı 4 üncü maddesi; “Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür. … 

B) Sözleşmeli personel: Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde kurumun teklifi ve

Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir. 

Ancak, yabancı uyrukluların; tarihi belge ve eski harflerle yazılmış arşiv kayıtlarını değerlendirenlerin mütercimlerin; tercümanların; Millî Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde öğretmenlerin; dava adedinin azlığı nedeni ile kadrolu avukat istihdamının gerekli olmadığı yerlerde avukatlarını, kadrolu istihdamın mümkün olamadığı hallerde tabip veya uzman tabiplerin; Adli Tıp Müessesesi uzmanlarının; Devlet Konservatuvarları sanatçı öğretim üyelerinin; İstanbul Belediyesi Konservatuvarı sanatçılarının; bu Kanuna tâbi kamu idarelerinde ve dış kuruluşlarda belirli bazı hizmetlerde çalıştırılacak personelin de zorunlu hallerde sözleşme ile istihdamları caizdir. 

Sözleşmeli personel seçiminde uygulanacak sınav ile istisnaları, bunlara ödenebilecek ücretlerin üst sınırları ile verilecek iş sonu tazminatı miktarı, kullandırılacak izinler, pozisyon unvan ve nitelikleri, sözleşme fesih halleri, pozisyonların iptali, istihdamına dair hususlar ile sözleşme esas ve usulleri Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir. Bu şekilde istihdam edilenler, hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle kurumlarınca sözleşmelerinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içerisinde Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen istisnalar hariç sözleşmeyi tek taraflı feshetmeleri halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kurumların sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilemezler. …” 

5.2. Ek Geçici 59 uncu maddesi; “Bu kanuna tabi kurumlarda halen sürekli işçi statüsü veya sözleşmeli statüde çalışmakta olan Ahıska Türkleri ve Bulgaristan'dan zorunlu göçe tabi tutulan soydaşlardan Türk vatandaşlığına geçmiş olup bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren 1995 yılı sonuna kadar memurluğa geçmek için yazılı olarak başvuranlar, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri tavanı aşmamak kaydı ile bu Kanunun Ek Geçici 1, 2 ve 3 üncü maddeleri hükümlerine göre; 458 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri de dikkate alınarak derece ve kademeleri tespit edilmek suretiyle sınav şartı aranmaksızın boş memur kadrolarına intibak ettirilebilirler.

Bu Kanunun yayımı tarihinden sonra hizmete alınan Ahıska Türkleri ve Bulgaristan'dan zorunlu göçe tabi tutulan soydaşlardan Türk vatandaşlığına geçmiş olanlardan göreve başladıkları tarihten itibaren 6 ay içinde memurluğa geçmek için yazılı olarak başvuranlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.” 

6. 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun “Emekli İkramiyesi” başlıklı 89 uncu maddesi; “Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. 

Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmeti bulunanlardan mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malûllük aylığı bağlananlara ise; bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen çalışmalarının, 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödenir. 

İkinci fıkra uyarınca ödenecek emekli ikramiyesi, bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamına giren görevlerde geçen her tam fiili hizmet yılı ile sınırlı olarak bu görevlerden ayrıldıkları tarihteki emeklilik keseneğine esas aylık tutarı üzerinden ve aylığın başlangıç tarihindeki katsayılar dikkate alınarak ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.

Yukarıdaki fıkralara göre mülga 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ödenecek emeklilik ikramiyesinin hesabında bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen ve 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona eren geçmiş hizmet süreleri ve her ne suretle olursa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette olmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreleri ile kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesi ödenmiş olan süreleri dikkate alınmaz. Ancak, mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri uygulanmış olmakla birlikte, bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmetleri arasında başka bir sigortalılık hali kapsamında çalışması bulunmayanların emekli ikramiyesine esas fiili hizmet sürelerinin hesabında, 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesindeki şartlar aranmaz. …”

7. Mülga 2829 Sayılı “Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki Kanunun “Emekli ikramiyesi” başlıklı 12 nci maddesi; “… kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. 4857 sayılı İş Kanununa tabi olarak geçen hizmet sürelerine karşılık emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, iş sözleşmesinin İş Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması; sözleşmeli personel olarak geçen sürelere karşılık olarak emekli ikramiyesi ödenebilmesi için de, hizmet sözleşmesinin ilgili mevzuatına göre iş sonu tazminatına veya aynı mahiyette olmakla birlikte başka bir adla ödenen tazminata hak kazanılmasına uygun olarak sona ermiş olması şarttır…”

8. 6/6/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar”ın 2/9/2005 tarihli ve 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 7 nci maddesi; " Kamu kurum ve kuruluşlarının yurt dışı teşkilatlarında sözleşmeli olarak çalıştırılan yabancı uyruklu personel ile haftalık çalışma saati süresi 40 (kırk) saatin altında bulunan personel hariç olmak üzere, en az 2 hizmet yılını tamamlayanlardan; a) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gereğince malûllük veya yaşlılık aylığı bağlanması veya toptan ödeme yapılması, b) Hizmetlerine gerek kalmadığı için sözleşmesinin feshedilmesi veya yenilenmemesi, c) İstihdamına ilişkin mevzuatında yer alan hükümler uyarınca ilgilinin kendi isteği ile sözleşmeyi feshetmesi, d) İlgilinin ölümü, hallerinden birinin vuku bulmasından dolayı hizmet sözleşmesi sona erenlere, görev yapmakta olduğu pozisyon unvanı itibariyle, Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri hizmet sınıfındaki aynı veya benzeri kadro unvanı esas alınarak hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personele 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi tutarını geçmemek üzere, çalışılan her tam hizmet yılı için ayrılış tarihindeki hizmet sözleşmesinde yazılı aylık brüt ücret tutarında iş sonu tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de, tam yıl için hesaplanan miktardan o süreye isabet eden tutar kadar ödeme yapılır. …" hükmünü amirdir.

IV. KAMU DENETÇİSİ CELİLE ÖZLEM TUNÇAK’IN KAMU BAŞDENETÇİSİ'NE ÖNERİSİ 

9. Başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; idarenin, somut olayda başvuranın talebini yerine getirmemesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olduğu tespit edildiğinden, talebin reddi yönünde hazırlanan “Ret Karar Önerisi” Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

10. Başvuran, 1985 yılında Maliye Bakanlığına sözleşmeli olarak giriş yaptığını, 6 ay 22 gün çalıştıktan sonra memur statüsüne geçiş yaptığını, yaş haddinden emekli olduğunda emekli ikramiyesinin hesaplanmasında söz konusu 6 ay 22 günlük hizmetin dikkate alınmadığını ifade etmiş; 6 ay 22 günlük çalışmasının karşılığını emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmasını talep etmektedir.

11. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, özetle; 2829 sayılı Kanunun emekli ikramiyesi başlıklı 12 nci maddesine göre, 4/B kapsamında sözleşmeli personel olarak geçen sürelere emekli ikramiyesi ödenebilmesinin hizmet sözleşmesinin ilgili mevzuatına göre iş sonu tazminatına hak kazanılmasına uygun olarak sona ermiş olması şartına bağlı olduğu, sözleşmeli personele iş sonu tazminatı ödenmesi uygulamasının 2005 yılındaki 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile başladığını, buna göre, 2005 yılından önce 657 sayılı Kanunun Ek Geçici 59 uncu maddesi kapsamında sözleşmesini sonlandırıp kendi isteği ile memur kadrosuna geçen sigortalıya sözleşmeli personel olarak geçen süreleri için emekli ikramiyesi ödenmesine imkan bulunmadığı ifade edilmiştir. 

12. Bu çerçevede uyuşmazlığın, 657 sayılı Kanunun 4/(B) maddesi kapsamında sözleşmeli personel olarak geçip 2005 yılındaki Bakanlar Kurulu Kararından önce sona eren hizmet sürelerine emekli ikramiyesi ödenip ödenmeyeceği noktasında düğümlendiği görülmektedir.

13. Başvuranın 5510 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği 2008 yılı Ekim Ayı başından önce 5434 sayılı Kanun kapsamında görev yapması nedeniyle 5510 sayılı Kanunun Geçici 4 üncü maddesi kapsamında yer aldığı, hizmetlerinin birden fazla sosyal güvenlik kanunu kapsamında geçmesi ve son 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmetinin fazla olduğu statünün 5510 sayılı Kanunun 4/1-(c) statüsü olması nedeniyle kendisine 2829 sayılı Kanun gereği aylık bağlandığı ve hakkında, yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapıldığı anlaşılmaktadır. 

14. Mülga 2829 Sayılı Kanunun 12 nci maddesinde (§ 7) kendilerine birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, Sandığa tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödeneceği, 4857 sayılı İş Kanununa tabi olarak geçen hizmet sürelerine emekli ikramiyesi ödenebilmesi için iş sözleşmesinin İş Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermesi gerektiği, sözleşmeli personel olarak geçen sürelere emekli ikramiyesi ödenebilmesi için ise hizmet sözleşmesinin ilgili mevzuatına göre iş sonu tazminatına veya aynı mahiyette olmakla birlikte başka bir adla ödenen tazminata hak kazanılmasına uygun olarak sona ermesinin gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre, diğer şartların yanında, birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananların sözleşmeli personel olarak geçen sürelerine emekli ikramiyesi ödenebilmesi için hizmet sözleşmesinin iş sonu tazminatına veya aynı mahiyette bir ödemeye hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiği maddede açık bir şekilde belirtilmiştir.

15. 5434 sayılı Kanunu’nun 89 uncu maddesinde (§ 6), hizmet sürelerinin tamamı 5434 ve/veya 5510 sayılı Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlere her tam fiili hizmet yılları için emekli ikramiyesi verileceği, mülga 2829 sayılı Kanunun uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise 5434 sayılı Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen çalışmalarının 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödeneceği, mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesi gereği 5434 sayılı Kanun kapsamındaki daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen hizmetlere emekli ikramiyesi ödenirken bu maddeye aykırı hükümlerin uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Buna göre, birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden emekli aylığı bağlananların 5434 sayılı Kanun ya da 5510 sayılı Kanunun Geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki hizmetlerine emekli ikramiyesi ödenebilmesi için söz konusu hizmetlerin kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermesi gerekmektedir.

16. Yukarıdaki iki paragrafta açıklandığı üzere, birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanan sigortalıların kamu kurumlarında geçen hizmet sürelerine emekli ikramiyesi ödenirken; 5434 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanunun 4/1-(c) bendi veya Geçici 4 üncü maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında geçen sürelerinin kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak; 657 Kanunun sözleşmeli personel statüsü kapsamında geçen sürelerinin ise iş sonu tazminatına veya aynı mahiyette bir ödemeye hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermesi gerektiği anlaşılmaktadır. 

17. 6/6/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar”da (§ 8) 2/9/2005 tarihli ve 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan değişiklik ile sözleşmeli personele iş sonu tazminatı ödenmeye başlanmıştır. Söz konusu değişiklik ile en az 2 hizmet yılını tamamlayanlardan; emeklilik, hizmetine gerek kalmaması, istihdamına ilişkin mevzuatı uyarınca ilgilinin kendi isteği ile sözleşmeyi feshetmesi veya ilgilinin ölümü hallerinden birinin gerçekleşmesi halinde ilgililere iş sonu tazminatı ödeneceği düzenlenmiştir. Bu tarihten önce sözleşmeli personel statüsünde çalışıp hizmet sözleşmesi sona ermiş olanlara herhangi bir ödeme yapılacağına dair herhangi bir hükme ise yer verilmemiştir. Buna göre, 2005 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı öncesi sözleşmeli personel olarak çalışmakta iken yine anılan karar öncesi hizmet sözleşmesi sona erenlere iş sonu tazminatı ödenmesine imkân bulunmadığı değerlendirilmektedir. 

18. Başvuranın sözleşmeli personel olarak görev yapmaktayken memur kadrosuna geçmesine imkan tanıyan 657 sayılı Kanunun Ek Geçici 59 uncu maddesi (§ 5.2); 657 sayılı Kanuna tabi kurumlarda sürekli işçi statüsü veya sözleşmeli statüde çalışmakta olan Ahıska Türkleri ve Bulgaristan'dan zorunlu göçe tabi tutulan soydaşlardan Türk vatandaşlığına geçmiş olup maddenin yayımı tarihinden itibaren 1995 yılı sonuna kadar memurluğa geçmek için yazılı başvuru yapanların sınav şartı aranmaksızın boş memur kadrolarına intibak ettirilebileceğini düzenlemiştir. Söz konusu madde ile sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta olanların istekleri halinde memur kadrolarına geçmelerine imkân tanındığı, memuriyete geçişe ilişkin emredici bir hükme yer verilmeyip tercihin personelin kendisine bırakıldığı anlaşılmaktadır.

19. Diğer taraftan, aynı maddede, sözleşmesini sonlandırmak suretiyle memur kadrolarına intibak ettirilenlere, sözleşmelerini sonlandırmalarından dolayı herhangi bir ad altında ödeme yapılacağına ya da bu sürelerinin daha sonra kıdem tazminatı, emekli ikramiyesi, iş sonu tazminatı ya da bu mahiyette başkaca bir ödemenin hesabında dikkate alınacağına dair bir hükme yer verilmediği görülmektedir. Bu durumda, başvuranın, sözleşmeli personel olarak istihdam edilmekteyken sözleşmesini sonlandırarak 657 sayılı Kanunun Ek Geçici 59 uncu maddesi kapsamında memuriyet kadrosuna geçme tercihinde bulunduğu sırada, kendisine bir önceki cümlede sayılan kapsamda herhangi bir ödeme yapılmayacağını bilerek söz konusu tercihi yaptığının kabulü gerekmektedir (2017/10394 Ret Kararı). 

20. Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde; başvuranın, 657 sayılı Kanun kapsamında sözleşmeli personel olarak istihdam edilmekteyken aynı Kanunun Ek Geçici 59 uncu maddesi kapsamında 1986 yılında memuriyet kadrosuna geçtiği, söz konusu dönemde, sözleşmesinin sona ermesinden dolayı sözleşmeli personele herhangi bir ödeme yapılması öngörülmediği gibi Ek Geçici 59 uncu maddede de sözleşmesini sonlandırmak suretiyle memur kadrolarına geçenlere herhangi bir ad altında ödeme yapılacağına dair herhangi bir hükme yer verilmediği, birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanan sigortalılara ödenecek emekli ikramiyesi belirlenirken sözleşmeli personel olarak geçen sürelerin iş sonu tazminatına veya aynı mahiyette bir ödemeye hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiğinin düzenlendiği, başvuranın hizmet sözleşmesinin, sözleşmeli personele iş sonu tazminatı ödenmesine imkân veren düzenlemenin yürürlüğe girdiği 2/9/2005 tarihinden önce sona erdiği anlaşıldığından, başvuranın, sözleşmeli personel olarak çalıştığı sürelere emekli ikramiyesi ödenmemesi işleminde hukuka ve hakkaniyete aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır. 

B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme 

21. 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "İyi yönetim ilkeleri" başlıklı 6 ncı maddesinde yer verilmiş olup; İdarelerin Kurumumuz tarafından istenen bilgi ve belgeleri süresinde gönderdiği ve “makul sürede karar verme” ve “kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi” ilkelerine uygun davrandığı, yine idare tarafından şikâyetçiye makul sürede cevapların verildiği ancak şikâyetçiye verilen cevaplarda işleme karşı hangi sürede hangi mercilere başvurulabileceğinin gösterilmemiş olması sebebiyle “karara karşı başvuru yollarının ve süresinin gösterilmesi” ilkesine uygun davranmadığı görülmüş olup, idarenin bahse konu ilkelere de uygun davranması önerilmektedir

VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT 

22. 6328 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu Ret Kararının başvurana tebliğ tarihinden itibaren ilgili idare işlemine karşı (varsa) dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecek olup, Ankara İdare Mahkemesine yargı yolu açıktır.

VII. KARAR

Açıklanan gerekçelerle, BAŞVURUNUN REDDİNE; 

Bu kararın BAŞVURANA ve SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞINA tebliğine; 

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.

Şeref MALKOÇ

Kamu Başdenetçisi


İlgili Kanun:

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu


Yorumlar