T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas: 2002/3289
Karar: 2002/6569
Tarih: 22.05.2002
ÖZET: İmar Yasası 18. maddesine göre, İmar hududu içerisinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya sair hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ilişkin bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re´sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
(3194 sayılı İmar K. m. 18)
KARAR METNİ:
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü
KARAR
Davacı, kadastral parselde paydaş olduğu durumda imar uygulaması sonucu oluşan dava konusu 9808 ada 1 s. imar parselinde kendisine pay verilmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.Noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden çekişmeli taşınmazın 2981/3290 s. kanunun 10/C.maddesi uyarınca yapılan imar şuyulandırma işlemi ile oluştuğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; yürürlükten kalkmış bulunan 6785 s. imar kanununun 42, daha sonra yürürlüğe girmiş olan 3194 s. imar kanununun 18.maddesine göre belediyeler, yerleşme yerler ile bu yerlerdeki yapılaşmaların planlarını, fen, sağlık ve çevre koşullarına uygun şekilde oluşturulmasını sağlamak amacıyla imar sınır içinde bulunan binalı ve binasız arsa ve arazileri maliklerinin veya sair hak sahiplerinin olurlarını aramaksızın (hamur kuralını) uygulamak suretiyle birbirleriyle, yol fazlası ile kamu kurumlarına veya belediyelere ilişkin bulunan yerlerle birleştirmeye bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, bağımsız paylı veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtma ya resen tapu işlemlerini yapmaya yetkilidir.
2981 s. kanunun 3290 s. kanun ile değişik 10/C maddesinde aynı doğrultuda hüküm getirmiştir. Gerek imar kanunları ile yapılan parselasyon işlemlerinin gerekse imar affı yasalarında ön görülen imar ıslah çalışmalarının bir idari karara dayandığı kuşkusuzdur. İdari karara yönelik davaların inceleme yeri de idari yargıdır. O durumda bu uygulamalar sonucu oluşan çap kayıtlarının iptali isteğiyle açılan davalar kayıtların oluşumuna esas alınan sair bir söyleyişle tapu kaydının illeti ve nedeni sayılan idari kararın değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması sonucunu doğuracağından idari karar idari yargı yerinde ortadan kaldırılmadıkça genel yargıda tapu sicilin deki gerekli düzeltme yapılamaz. Hal böyle olunca davaya bakmak genel mahkemelerin görevi haricinde kaldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu usul kuralı göz ardı edilerek esas hakkında hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazı hükmün açıklanan sebeplerden ötürü HUMK’ nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine 22.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yorumlar