Kamu yönetimi anlayışı; kurumların amaçlarını en iyi şekilde yerine getirebilmeleri için yöneticilerin hesap verme sorumluluğunu ön plana çıkarmıştır. Bu anlayışın bir gereği olarak kamu kurumları, görevlerini yerine getirirken karşılaşabilecekleri muhtemel risklerini bilmek, bunları değerlendirmek, risklere karşı mücadele etmek, gelişmeleri izlemek, yani risk yönetimini, etkin yönetim anlayışının bir unsuru olarak benimsemek ve uygulamak durumundadır.
Kamu yönetimi anlayışındaki bu değişiklik, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda karşılığını bulmuştur. Kanunun İç Denetim başlıklı 63 üncü maddesinde, iç denetim faaliyetinin, idarelerin yönetim ve kontrol yapıları ile mali işlemlerinin risk yönetimi, yönetim ve kontrol süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek ve geliştirmek yönünde sistematik, sürekli ve disiplinli bir yaklaşımla ve genel kabul görmüş standartlara uygun olarak gerçekleştirileceği ifade edilmiştir.
Aynı Kanunun 55 inci maddesine dayanılarak çıkarılan İç Kontrol ve Ön Malî Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar'ın 6 ncı maddesi birinci fıkrasının (b) bendinde, iç kontrol faaliyet ve düzenlemelerinde öncelikle riskli alanların dikkate alınacağı belirtilmiştir.
Aynı Esasların, 7 nci maddesinde, ‘risk değerlendirmesi’, iç kontrol unsurları arasında sayılmıştır. Bahsedilen Kanun ve Esasların belirtilen hükümleri ile uluslararası yönetim standartları ve uygulamaları göz önüne alındığında, risk yönetiminin, kamu kurumları için vazgeçilmez bir yönetim anlayışı haline geldiği görülmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İç Denetçisi Şadi Üstün'ün yazısının devamı için tıklayınız...